Deniz ve göl manzarası sunan gayrimenkul projeleri müteahhitlik firmalarını olduğu kadar alıcıları da çekmeyi sürdürüyor. Hızlı ve yüksek satış rakamlarına sahip olan bu projeler müteahhit için bir prestij unsuru da olabiliyor.
Deniz gören projeler alıcılar için olduğu kadar müteahhitler içinde oldukça cazip. Hem diğer projelere göre satışlarının daha hızlı gerçekleşmesi hem de satış fiyatlarının yüksek olması bu projeleri müteahhitler için çekici yapıyor. Aynı zamanda müteahhitler için bir prestij unsuruna da dönüşen bu projelerin deniz gören ve görmeyen daireleri arasında yüzde 50’lere varan bir fiyat farkı oluşabiliyor. Deniz manzarası sunması yabancı alıcıyı çekmede de önemli bir unsur olabiliyor. Bu nedenle deniz manzarası sunan araziler müteahhitlerin en fazla aradığı arsalar olmayı sürdürüyor. Alıcılar ise manzara ve huzur nedeniyle bu projelerde yer almayı istiyor.
Denize bakan dairenin fiyatı yüzde 40 artıyor
Denizi gören projelerin her zaman tercih edildiğini söyleyen Cushman & Wakefield Yönetici Ortağı Toğrul Gönden, projenin içinde deniz gören dairelerin oranın projenin ortalama satış fiyatı açısından önemli bir unsur olduğunu belirtiyor. “Özellikle yabancı yatırımcılar ve kullanıcılar açısından işe veya okula yakınlık çoğu zaman belirleyici kriter olmadığı için şehrin özel manzaralı projeler her zaman tercih ediliyor” diyen Gönden şu değerlendirmede bulundu:, “Değerleme veya fizibilite çalışmaları yaptığımız projelerde şerefiyelendirme de deniz gören dairenin fiyatı yüzde 40’a kadar fiyat farkına ulaşabiliyor.“ Benzeri bir analizin otel konaklama fiyatı için de geçerli olduğunu anlatan Toğrul Gönden, “Deniz manzaralı otel odasının konaklama fiyatı diğer oda fiyatlarıyla karşılaştırıldığında yüzde 20 fark gösterebiliyor. Ofis projelerinde kat şerefiyelendirmelerinde etkili olabiliyor”diye konuştu.